Aylık arşivler: Temmuz 2011

Kim Kardashian'ın bekarlığa veda partisi (Foto Galeri)

Nişanlısı Kris Humphries’le evlenmeye hazırlanan sosyete güzeli Kim Kardashian, Las Vegas’ın ünlü kulübü Tao’da bekarlığa veda partisi verdi. Aralıktan beri birlikte yaşayan Kim Kardashian ve New Jersey takımının ünlü basketbol oyuncusuKris Humphries mayısta nişanlanmışlardı.

[imagebrowser id=324]

Ece Erken-Davut Güloğlu çocuk istiyor

Bir süre önce nişanlanan Davut Güloğlu-Ece Erken ikilisini çocuk telaşı sardı.

Çıktıkları Kıbrıs tatilinde kameralara, “Birbirimize aşığız. En kısa zamanda evlenip çocuk sahibi olmak istiyoruz” diyen çift, son günlerde sürekli Fulya’daki Bahçeci Tüp Bebek Merkezi’ne girip çıkarken görülüyor.

Tüp bebek merkezi yetkilileri konuyla ilgili bilgi vermezken, bu ziyaretlerin nedeni ortaya çıktı.

Günaydın’da yer alan habere göre çifte, Güloğlu’nun ailesi torun baskısı yapıyor.

İkili ise evlendikten sonra herhangi bir aksilikle karşılaşmamak için tüp merkezine giderek şimdiden tetkiklere başladı.

 

 

Ünlü yapımcı İsrail ajanıymış!

Aralarında ‘Bir Zamanlar Amerika’, ‘Pretty Woman’, ‘Katil Doğanlar’, ‘Şeytanın Avukatı’, Los Angeles Sırları’ gibi tanınmış filmlerinde olduğu yüzlerce filmin ünlü Hollywood yapımcısı Arnon Milchan, İsrail ajanı çıktı.

Joseph Gelman ve Meir Doron imzalı yeni yayınlanan ‘Confidential: The Life of Secret Agent Turned Hollywood Tycoon Arnon Milchan’ isimli biyografide Milchan’ın 1960’tan 1990’a kadar İsrail’in çok gizli bir birimi için çalışan casus olduğu, İsrail’in nükleer programı için yüksek teknolojili hassas cihazları sağladığı ve milyarlarca dolarlık silah alışverişine aracılık ettiği ileri sürüldü.

Radikal’in haberine göre, yazarlar, yapımcının “Bunu ülkem için yaptım, cebime beş kuruş inmedi” dediğini de aktardı.

Kitapta İsrail bakanlarının ve Hollywood starlarının yakın arkadaşı olan yapımcıyla ilgili İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in “Milchan’ı işe ben aldım. O çok özel bir adam” dediği de yazıyor.

 

Joss Stone'ndan Ay-Yıldızlı teşekkür

18. İstanbul Caz Festivali kapsamında Türkiye’ye gelen İngiliz soul ve R&B şarkıcısı Joss Stone, Santral İstanbul’da sahneye çıktı. 8 yılda çıkardığı 5 albümü, dünya çapında toplam 11 milyon satan; 2007 yılında Grammy ödülü kazanan 28 yaşındaki Stone, şarkılarını çıplak ayakla seslendirdi.  ‘Geleceğin Aretha Franklin’i’ olarak anılan genç müzisyen ve ekibinin jesti, Türk izleyicisini mest etti. Stone’un davulcusu Rick Jordan, ‘Türk halkının yakın ilgisi ve misafirperverliğine teşekkür etmek istiyoruz’ diyerek, İKSV yetkililerinden sahneye ay-yıldızlı Türk bayrağı asmalarını istedi.
Öte yandan Stone’a, konserin sponsoru Matraş tarafından kişiye özel tasarlanmış bir siyah deri ceket hediye edildi. Matraş, Stone’un dövme tutkusuna atıfta bulunarak ceketin bir koluna özel bir çalışma yaptı. Ceketin kolu, ünlü dövme sanatçısı Emrah Çakın tarafından 6 saatlik bir çalışma sonunda ‘elde boyama tekniği’yle dövme motifleriyle süslendi. Konseri izleyenler arasında Ece Sükan, Ediz El Hadef, Alinur-Enci Velidedeoğlu, Güllü Aybar, Akın Nalca, Murat-Hande Başoğlu gibi isimler vardı.

Tuba Büyüküstün ile Onur Saylak evlendi

Paris’teki Türkiye Başkonsolosluğu’nda kıyılan ve yalnızca çiftin ailesinin ve çok yakın arkadaşlarının katıldığı nikaha gazeteciler alınmadı. Çift 16.30’da öngörülen nikaha gecikmeli geldi. Üstelik nikah kayıt defterinde fotoğrafları olmadığı için Konsolos Uğur Arıner’in makamına yakın bir odada bir süre işlemlerin yapılmasını beklediler.  Tuğba Büyüküstün “Aile arasında olsun istiyoruz ve fotoğraf kesinlikle istemiyoruz, kusura bakmayın” dedi.

Düğüne katılanların cep telefonlarıyla bile fotoğraf çekmesine izin verilmezken, belki de aşırı ‘kapris’e ve gecikmeye sinirlenen Başkonsolos Uğur Arıner 6’ncı kattaki makamından bir alt katta kıyılan nikaha katılmadı.

Etekleri kabartma tüllü, başında beyaz bir bandaj eşliğinde saçlarını açık bırakan ve yüzünü duvağıyla örten Tuğba Büyüküstün, güzelliğiyle göz kamaştırdı. Nikahı kıyan konsolos müşaviri Emre Kadıoğlu ikiz bebek bekleyen çiftten önce Tuğba Büyüküstün’e soruyu yöneltti. İlk ‘evet’ diyen Tuğba Büyüküstün oldu. Ardından Onur Saylak ‘evet’ dedi. Çift tek taş nikah yüzüğüne taktıktan sonra Tuğba, Onur Saylak’ın ayağına bastı.

 

Fotoğraf gerginliği

Yarım saatten kısa süren nikah töreninin ardından olayı medyadan duyan çok küçük sayıda hayran fotoğraf çekmek istedi. Ancak Saylak’ın kardeşleri ve özel tutulmuş bir grup fotoğraf çekilmesini engellemeye kalkınca hayranları sinirlenerek, “Burası sokak ve sokakta insanlarlara engel olamazsınız, ne bu hal allah aşkına ne saklıyorsunuz” diye öfkelendiler. Çiftle beraber gelen kişiler gazetecilerin de fotoğraf çekmesini engelledi. Tuğba ve Onur çifti konsolosluk binasından eski model beyaz bir Rolls Royce araba ile ayrıldılar.

Barıştıktan sonra ilk fotoğrafları

Yıllar süren ayrılığın ardından yeniden bir araya gelen Azra Akın ve Kıvanç Tatlıtuğ, Bodrum’da tatil yapıyor. Çift, barışmanın ardından ilk kez yakışıklı oyuncunun Yalıkavak’taki evinin terasında görüntülendi.

 İlk olarak İstanbul’da, Tatlıtuğ’un yeni aldığı sarı Ferrari ile şehir turu yaparken görülen çift, dün Bodrum’da görüntülendi. Tatilini Tatlıtuğ’un mimar Ali Savaş’tan satın aldığı üç katlı taş evde geçiren Akın, öğleye doğru evin terasında göründü. İkili böyle görüntülendi.(Vatan)

Tutkunu olacağımız yeni diziler

Diziler ya sezon finali yaptılar ya da tatile girdiler. Yaz yeni dizileri taşıdı ekranlara. Şimdi ‘ yakında’ ekrana gelecek diziler var. Hepsi iddialı ve izleyicilerin yeni tutkusu olmaya aday. Başka dizilerden izlediğimiz çok sayıda oyuncu başka karakterle karşımıza çıkmaya hazır. İşte o dizlerden yayın tarihi yakın olanlar…

 

İSTANBUL’UN ALTINLARI-ATV

İstanbul’un Altınları. Demet Akbağ, Haluk Bilginer, Salih Kalyon, Defne Yalnız, Gürgen Öz, Funda Eryiğit, Nadir Sarıbacak, Taner Ölmez, Pınar Göktaş ve Ani İpekkaya gibi değerli oyuncuları bir araya getiren yepyeni bir sitcom çok yakında ATV ekranlarında başlıyor.

Altın Apartmanı’nın eğlenceli ve komik sakinleri… Reşat Altın rolüyle izleyeceğimiz Haluk Bilginer, Altın ailesini ve apartmanını komşulardan korumaya çalışırken; annesi Saadet, yeni komşularıyla çok iyi anlaşacak ve çatışmaların ortasında bir barış köprüsü olacak. Reşat Altın, özellikle erkeklerden nefret ettiği için kendini kadın haklarına adamış opera sanatçısı üst komşusu İsmet (Demet Akbağ)’e karşı hislerini başlangıçta anlamlandıramayacak.Demet Akbağ (İsmet Azmarazlı), Reşat Altın’ın kurduğu bütün düzeni yıkmak üzere apartmana yerleşen ve onun bütün dengesini altüst eden, Avrupa’da eğitim görmüş ve 15 senede 5 koca eskitmiş bir operacı… Demet Akbağ, uzun bir aradan sonra televizyon seyircisiyle buluşacağı İsmet Azmarazlı karakteri ile yine çok güldürecek, dillere pelesenk olacak sözleriyle çok eğlendirecek.

REİS – ATV
İstanbul Atatürk Hava Limanı’na inen uçak, çok beklenen, çok özlenen bir yolcu getirir. Yolcunun adı Murat’tır. Kimine göre Murat bir oğul, kardeş, yeğen, dayı, kimine göre kuzendir… Bir başkasına göreyse eski sevgili… Murat, pilot olarak döner ülkesine. Mesleğini yapmak için heyecanlıdır. Hayat aslında “sen plan program yaparken başına gelen şeydir.” Bu kural Murat için de geçerli olur. Bir anda kendini pilotluk yerine, ailenin balıkçı teknesinde reis olarak bulur. Bir başka şehirde, bir başka insanın, Ayşe’nin hayatı da tıpkı Murat gibi bir gece içinde değişir. Mutlu bir hayatı olduğunu sanırken bir anda kendini tek ve yapayalnız buluverir. Başka bir şehir, başka bir hayat onun için de kaçınılmaz görünmektedir. Artık, hayatın, tesadüf dediğimiz ve önceden hiç kontrol edemediğimiz kuralları geçerlidir. Murat, acaba hem denizlerin reisi hem de ailesinin reisliğini de başarabilecek mi?Mehmet Akif Alakurt ile Melisa Sözen dizinin oyuncuları

AY TUTULMASI -STAR
Yakında Star’da ekrana gelecek olan Ay Tutulması, birbirlerinin varlığından habersiz ikiz kız kardeşler Şebnem ve Ayla’nın aynı adama aşık olmasıyla birleşen yollarını ekrana getirecek.

Dizinin başrollerinde Naz Elmas, Nur Erkul, Kenan Ece, Laçin Ceylan ve Mesut Akusta yer alıyor.

Doğduktan hemen sonra birbirlerinden koparılan iki kız kardeş ve özlemle onları arayan bir annenin beklenmedik bir şekilde hayatlarının birleşmesini konu alan Ay Tutulması birçok başarılı projeye imza atan D Prodüksiyon’un yapımcılığında ekrana gelecek.

Feride Kaytan’ın yönetmenliğini yapacağının dizinin senaristliğini ise Sema ve Suna Tensi üstleniyor.

ANNELER İLE KIZLARI-STAR
Yakında Star ekranlarında başlayacak olan yeni dizi Anneler ile Kızları, yüreklere dokunan hikayesi ile izleyicileri ekran başına toplayacak.

Başrollerini Ebru Özkan ve Feride Çetin’in paylaştığı dizi, biri İstanbul’da diğeri Malatya’da yaşayan Defne ve Gülizar’ın, benzeyen kaderlerinin yollarını birleştirmesini konu alıyor. Senaryosunu Leyla Karaloğlu ile Seval Bozkurt’un yazdığı Anneler ile Kızları’nın oyuncu kadrosunda Ebru Özkan ve Feride Çetin’in yanı sıra, Levent Üzümcü, Şerif Sezer, Selda Özer, Ozan Çobanoğlu ve Hüseyin Soysalan da var.

NTC MEDYA’nın yapımını üstlendiği dizinin yapımcısı Mehmet Yiğit Alp, yönetmeni ise Küçük Kadınlar’dan sonra Anneler ile Kızları’nın yönetmen koltuğunda  Hakan Arslan var.

BİZİM YENGE-KANAL D

Kanal D’nin, Ağustos’ta ekrana gelecek yeni komedi dizisi “Bizim Yenge”; ilk görüşte aşık olduğu Bahri (İlker Aksum) için, babasına karşı koyma pahasına, evinin kadını olmak isteğiyle dolup taşarak İstanbul’a gelen Filiz’in (Şebnem Bozoklu) hikayesini konu alıyor.

Filiz’i kocasının evinde bekleyen büyük sürpriz ne? Filiz’in aşkı, her şeyin üstesinden gelmeye yetecek mi? “Bizim Yenge”de, sürprizlere ve doyasıya kahkahaya hazır olun!

Yapımını TMC’nin, yapımcılığını Erol Avcı’nın üstlendiği, yönetmenliğini Aydın Bulut’un yaptığı, senaryosunu da Kuledibi Senaryo Grubu’nun kaleme aldığı “Bizim Yenge”, eğlenceli hikayesi ve güçlü oyuncu kadrosuyla dikkatleri çekiyor.
Ayşenil Şamlıoğlu (Mehpare), Şebnem Bozoklu (Filiz), İlker Aksum (Bahri), Yetkin Dikinciler (Adem) ve Güneş Sayın’ın (Zeyno) başrollerini paylaştıkları, samimi, sıcak ve naif hikayesiyle, izleyicilerin yeni ekran gözdesi olmaya aday “Bizim Yenge”nin konusu şöyle;
Filiz, evlenme yaşının geldiğinin -hatta geçtiğinin – farkında, artık kendine ait bir evi olsun ve evinin hanımı olsun diye düşünen, bir “iyi aile kızı”dır. Tutucu bir baba gözetiminde ve kapalı bir muhitte yetişmiş olması nedeniyle gönül ilişkilerine fırsatı olmamıştır. Aşk onu, yerinden yurdundan epey uzakta, dizilerden seyredip düşler kurduğu İstanbul’da yakalar. Kalbini kaptırdığı taksi şoförü Bahri, İstanbul’da doğup büyümüş bir mahalle delikanlısıdır ve Filiz’e tutkuyla bağlanmıştır. Filiz de bu ilk aşka ve delikanlının saf yüreğine sonuna kadar inanmıştır. Kendini öyle bir aşkın içinde bulmuştur ki, babasına karşı koyma pahasına, büyüdüğü şehirden ayrılmayı göze almış ve İstanbul’a gelmiştir. Gelin olacak her kız heyecanlıdır ama Filiz’in heyecanı bambaşkadır. Şimdiye kadar ancak dizilerden seyredebildiği bu rüya şehirde evinin kadını olacaktır. Sevdiği adamın onu kapısına getirdiği ev eski bir mahallededir. Yol boyunca kafasının içinde çoktan evini düzenlemiş, çeyiz sandığındaki dantelli üçgen örtülerini bile yerine yerleştirmiştir. Elbette kendini çıkabilecek küçük aksiliklere de hazırlamıştır. İyi yetişmiş müstesna bir aile kızı olarak, kayınvalidesinin müstehzi gülümsemeleri, kayınbiraderinin sinirini tutmaya çalışan halleriyle başa çıkmayı bilecektir.

ZEHİRLİ SARMAŞIK-FOX

Zehirli Sarmaşık FOX'un iddialı dizisi

Senaryosunu Nuran Devres’in yazdığı dizinin yönetmen koltuğunda Nihat Durak var. Behzat Ç.’de konuk oyunu olarak izlediğimiz Aslı Tandoğan, son olarak Aşk Bir Hayal dizisinde Miran Ağa karakteri ile ekrana gelen Orhan Kılıç, Küçük Sırlar’ın Arzu’su İpek Karapınar ve Yeşim Büber dizinin oyuncuları.

Toroğlu'nun güneş gözlüğü olay oldu

Erman Toroğlu’nun Emniyet’e ifade vermeye giderken taktığı gözlük internette büyük espri konusu oldu. Gözlüğü güneş paneline, Ferrari’nin ön camına, HD ekrana benzeten oldu. İşte yorumlardan birkaçı:

* Güneş enerjisiyle çalışan Erman Toroğlu!

* Tempra’nın ön paneline benziyor.

* Kırmızı ışıkta cam silici çocuklar tozunu alır.

* Neredeyse güneşe takılabilecek büyüklükte.

* Sanki savcılığa ifadeye değil de sanayiye kaynağa gidiyor erman hoca

* Ata taksan sırıtmaz. o derece.

* “hakeme gözlük” tezahüratını yanlış anlamış bir markanın ürünüdür.

* Toroğlunun bir ufo ile yeryüzüne indiğinin ispatıdır.

* Yengem güneş tutulmasını mı izliyor diye sordu?

* Yaklaşık 16 tane gözü varmış da alayını kamufle etmek istermiş gibi bir hali var gözlüğün. bence bir dahaki olası sorgusuna komple güneş korumalı otomobil camıyla gelsin, yeteri oranda tatmin edici sonuç olmazsa 10 tane rayban hediye edeceğim kendisine, söz..

* Uzatılan mikrafonla aynı boyutta. kafada ön tarafa çekme yapıyor!

* Bağımsızlığını ilan etmiş bir gözlük. Bu noktadan sonra Sinan Engin’in 200 kiloluk atkısı ile aynı kategorinin çocuğudur..

* Erman toroğlu’nun kafasıyla müthiş bir uyum sağlayarak sivrisineğe benzemesine vesile olmuştur.

* Gözlük değil olum o. erman toroğlu’nun yorulduğu anlarda güneş enerjisini kinetik enerjiye çevirerek destek sağlayacak özel bir mekanizma. gözlüğün sağ ekranında eli kafasında olan biri var. banyo aynasından saçını düzeltiyor gibi.

* 21 inç full hd widescreen. Ancak iyi bir ekran kartıyla tam performans alınabilir. (Milliyet)

''Peştamal giyersem 'yakalanmış' olurum''

ELLE dergisinin ağustos sayısı için Bodrum’da ‘yazlık haliyle’ objektif karşısına geçen oyuncu Bergüzar Korel’i sevenleri belki de ilk kez böyle görecek.
 Bodrum’da objektif karşısına geçen Korel birbirinden cesur pozlara imza attı. Eşi Halit Ergenç’i kıskandığı için terapiste gittiği iddiasına da açıklık getiren ünlü oyuncu evliliğiyle ilgili çok özel açıklamalarda bulundu.
İşte  Korel’in Elle dergisine anlattıkları:
Doğum yaptınız ama önceki dönemden çok daha fit görünüyorsunuz. Bunu nasıl başarıyorsunuz?
Doğum sonrasında emzirme dönemi bittiğinde sıkı bir diyet uygulayıp pilates yaptım. Kaldı ki ciddi bir spor geçmişim de var, yıllarca voleybol oynadım. Ancak genel olarak kendini iyi hissetmemin nedeni mutlu olmam. Ekranda beni soğuk buluyorlar ama konuşmaya başladığımda aslında hiç de öyle olmadığımı söylüyorlar. Kişiyi en çok güzelleştiren, bakışlarıdır. Bir insan ilerleyen zamanlarda ne kadar estetik yaptırırsa yaptırsın, yaşını bakışları belli ediyor; aynı şekilde kişinin güzelliği de bakışlarına yansıyor. Şimdi mesela çok mutlu olduğum için kendimi güzel hissediyorum. 

Kadınların babalarını andıran adamlara âşık olduğu söylenir. Eşiniz Halit Ergenç, Tanju Korel’e benziyor mu?
Halit babama hiç benzemiyor. Tek ortak noktaları, ailelerine düşkün olmaları. Karakter olarak çok farklılar. Hemen her kız çocuğu gibi, ben de babama âşıktım. Ancak ona benzeyen bir insanla olmayı tercih etmedim. Evet, o iyi bir babaydı; ancak eş olarak zor biriydi. Sevgisiyle sınırlarını belirleyen bir adamdı. Halit’le çok özgürüm. Hayatımızda hiçbir kural, hiçbir mecburiyet yok. Sadece özgürlük var. İkimizin yarattığı bir özgürlük. İlk defa her anımı bir insanla yaşıyor ve kendimi bu kadar özgür ve mutlu hissediyorum. Kız arkadaşlarımla buluştuğumda herkes Halit’in gelip bizi güldürmesini bekliyor. 

Ekranda mesafeli, soğuk bir kadın imajı verdiğinizden bahsettiniz…
Evet, aslında komedi oynamayı hayal ediyorum. İzleyiciyi güldürmeyi istiyorum, komik bir rolü kendisine çok yakıştırıyorum. Bazen kendimi ekranda izlediğimde ‘Aaa, benim böyle bir yüz ifadem de mi varmış!’ dediğim çok sahne oluyor. Demek oyunculukta kendimle ilgili daha keşfedeceğim çok şey var! 

Seyahatlerinizde nasıl vakit geçiriyorsunuz?
Tatilde alışverişten nefret ederim. Zamanımı öyle geçirmek bana çok saçma geliyor. Paris’e gidip de hiçbir şey almadan dönen bir tek ben varım herhalde. Zaten alışverişten hiç anlamam. Kıyafetlerimi yıllarca giyerim. Her tatilde üzerimde aynı uzun elbiselerimi gören arkadaşlarım ‘Yazlık üniformanı giydin’ diye benimle dalga geçer. Ailece spontane tatilleri çok seviyoruz. Ellerimizde harita, metroyla gezip yeni yerler keşfetmeye bayılıyoruz. Gittiğimiz şehirdeki en kötü sokağı bulma konusunda ustayız; ancak bazen bu sayede o kadar ilginç yerlere, küçük kafe ve lokantalara denk geliyoruz ki… Turistik her şeyden uzak duruyoruz. Örneğin Fransa’daysak oradakiler gibi yaşamayı, birkaç günümüzü öyle geçirmeyi tercih ediyoruz. En büyük keyiflerimizden biri, ismini hiç duymadığımız sanatçıların CD’lerini almak. 

Halit Ergenç’le ilişkiniz, evliliğiniz çok konuşuldu. Ancak siz bu konuda yorum yapma konusunda hep mesafeliydiniz…
Bizim hikayemiz çok uzun ama bunu anlatmayı, bu konuda konuşmayı hiçbir zaman tercih etmedik. Benim için Halit’in en büyük özelliği ve onunla bu kadar mutlu olmamın sebebi, bana konuşmayı öğretmesi. Bana konuşarak her şeyi çözebileceğimizi, hiçbir şeyi saklamamayı; düşündüğüm, hissettiğim her şeyi söyleyebilmeyi öğretti. Bu kadar. Bunu istediğiniz gibi yazabilirsiniz. 

Mutlu, huzurlu, hayatından mutlu bir kadın imajı çiziyorsunuz. Kendinizi kötü hissettiğiniz bir şey yok mu gerçekten?
Olmaz olur mu! Özellikle Ali daha da küçükken, çalışırken, kendimi çok mutsuz hissettiğim zamanlar oldu. Yetersizlik duygusuyla baş edemiyordum. Zannediyordum ki her boş anım Ali’ye ait olmalı. Etrafımdakiler bunu çok abarttığımı söylüyordu. Neyse ki bunun benim veya Ali için iyi bir şey olmadığını öğrendim. Zamanla bu konuda da bir denge yakaladım. 

Peki ya (sözde) ‘meşhur’ kıskançlığınız? Gerçekten eşinizi rol arkadaşlarından kıskanıyor musunuz?
Ben tüm bunları gerçekten yapıyor olsaydım bu evlilik sürer miydi? Özellikle son iki sene bu konu öyle bir noktaya geldi ki, dokuz yaşındaki bir kız çocuğu bile yanıma gelip bunu sorabiliyor. İnsanlar ekranda gördükleri her şeye çok inanıyorlar. Ben Halit’le evliyim, o da Bergüzar’la evli. Dizide bir karakteri canlandırıyoruz. Biz de herkes gibi işimizi yapıp, sonra normal hayatımıza devam ediyoruz. 

Ya tiyatro sahnesi?
Daha çok yakın bir zamanda Yücel Erten’den çok cazip bir teklif aldım ancak Ali henüz bu kadar küçükken bana sunulan programa ayak uyduramayacağımı düşünüyorum. Onun için şimdilik tiyatro hayallerimi ertelemek zorundayım. ‘Evet’ deyip sonra da çocuk yüzünden herkesin işini aksatmayı kendime yakıştıramam. ‘Provalara gelemem!’ demek tiyatroya büyük saygısızlık olur. 

ELLE dergisine bikinili poz verdiniz. Bu çekimden sonra kimsenin sizi ‘bikiniyle yakalamasına’ gerek kalmaz.
Bikiniyle yakalanma meselesi çok komik. Denize peştemalla girsem ve beni çekseler, yakalanmış olacağım. Hepimiz bikini giyiyoruz! 

‘Muhteşem Yüzyıl’ın finalinde konuk oyuncu olarak yer aldınız. Neden diziye dahil oldunuz?
Bu tamamıyla Meral Okay ve Timur Savcı’nın ricasıyla gerçekleşti… Çok da keyifli oldu. Bu arada, diziye devam etmeyeceğim. Sadece bir bölümlük bir işti. Hatta jenerikte ismimin geçmesini de istemedim. O bölümün tanıtımında da görünmeyip, akşam doğrudan dizide çıkayım, sürpriz olsun; olsun bitsin diye düşündüm. Meral Abla (Okay) dizinin kutlama yemeğinde ‘Senin için bir karakter yazdım. Sezon sonunda bir bölüm giriyorsun, haberin olsun’ dedi. Yani önceden konuşulmuş, planlanmış bir şey değil. Yazdığı karakteri benim oynamamı düşündüğünü dile getirdikten sonra ben de ne oynayacağım diye sormadım. Yurtdışında da tanınan oyuncular bir diziye konuk oyuncu olarak (bir bölümlük) girerler. Bu, yapımcının, senaristin ve oyuncunun birbirlerine karşılıklı yaptığı bir jesttir. Tabii ki kabul ettim. Keyifli bir deneyimdi. İş konusunda Halit kimseden benim için bir şey istemez. Bunun neden bu kadar sorgulandığını anlamıyorum. Sonuçta ben de bir oyuncuyum.

[imagebrowser id=328]

'Dedemin İnsanları' filminin ilk fragmanı

Çağan Irmak’ın son filmi Dedemin İnsanları’nın ilk fragmanı yayınlandı. Çetin Tekindor, Yiğit Özşener, Gökçe Bahadır, Hümeyra Akbay, Mert Fırat, Ezgi Mola, Zafer Algöz, Mehmet Ali Kaptanlar, Sacide Taşaner, Ünal Silver, Ushan Çakır, Serkan Genç, Yiğit Arı ve Durukan Çelikkaya’nın rol aldığı film 25 Kasım’da gösterime girecek.

Filmin konusu: Ozan, Ege’de küçük bir sahil kasabasında yaşayan 10 yaşında bir çocuktur. Girit göçmeni dedesi Mehmet Bey nedeniyle arkadaşları onunla “gavur” diye alay etmektedir. Yalnız kalmaktan korkan Ozan, başta dedesi olmak üzere ailesine kızar ”Biz Türküz.” diyerek onlara kafa tutar.

Ozan’ın dedesi Mehmet Bey, kasaba eşrafından, saygın bir adamdır. Kasaba halkına kol kanat gerer, sorunlarıyla ilgilenip, onlara yardım eder. Hoşgörürsüyle bilinen Mehmet Bey torununun bu durumundan dolayı üzülmekte ve endişe duymaktadır.

Mehmet Bey daha yedi yaşındayken, ailesi zorla topraklarından kopartılmış, mübadeleyle Girit’ten göçmüşlerdir. Mehmet Bey’in en büyük arzusu ölmeden evvel doğduğu toprakları görebilmektir. Bu özlemle sık sık içinde mektuplar olan şişeleri Ege’nin mavi sularına bırakmaktadır. DEDEMİN İNSANLARI, küçük bir kasabada yaşayan on yaşında bir çocuk ve dedesi aracılığıyla, bir ailenin ve bir ülkenin geçirdiği büyük değişimi anlatıyor.

Dedemin İnsanları Fragman bakiniz