Aylık arşivler: Eylül 2012

Sultan'a 3 taze kan…

Kanal D’nin Nurgül Yeşilçay’lı dizisi “Sultan”ın seti uzun süren Diyarbakır macerasının ardından İstanbul’a taşındı.

Artık Yeşilçay’ın hayat verdiği Sultan’ın İstanbul’da ayaklarının üzerinde durma mücadelesini ekrana aktaracak olan diziye 3 yeni oyuncu birden katıldı. Usta oyuncu Zafer Algöz, Emel Çölgeçen ve geçen sezon “Leyla ile Mecnun” dizisinden olaylı ayrılığıyla gündeme gelen Ushan Çakır dizinin yeni oyuncuları oldu. Rol arkadaşı Ezgi Asaroğlu’nu darp ettiği için yargılanan Çakır, “Sultan”da Pınar karakterinin eski sevgilisi olarak ekibe katıldı. Çakır, geçen aylarda da Osman Sınav’ın “Uzun Hikâye” filminde Kenan İmirzalıoğlu’nun oğlunu oynamıştı.

Serdar Ortaç: Bu yıl onu doğurtacağım!

İstanbul Ataköy Marina’daki Nossa Costa’da önceki akşam sahneye çıkan Serdar Ortaç kendisini izlemeye gelen seyircilerle sürekli sohbet ederken bir gafa imza attı.

Seyircilere dönerek “İçinizde eşini, sevgilisini çok seven birçok kişi var, ama ben sevgilim Luiz’i hepinizin sevgilinizi sevdiğinden 5 bin kat daha fazla seviyorum. Bu yıl bir nikâh kıyarsam, ki öyle gözüküyor, 2013 yılında ilk çocuğu doğurtturacağım” dedi.

Ortaç bu cümlenin ardından sözlerini toparlamaya çalıştı. Ataköy’de ilk defa sahneye çıktığını söyleyen Ortaç, “Bizim zamanımızda şimdiki gençlerin Apaçi diye tabir ettikleri asit dansı vardı.Mekânlara giderek dans ederdim. Şimdiki gençleri de Apaçi dansı konusunda özgür bıraksınlar” diye konuştu.

Meltem Cumbul evlendi

Uzun süre magazin gündemini meşgul eden Meltem Cumbul ile Ali Can Özbaş’ın düğünü damadın ailesine ait Aydın Kuşadası’ndaki Grand Blue Sky otelde yapıldı.

Düğün için otel içi ve dışında olağanüstü güvenlik önlemleri alındı. Otelin dış bahçe giriş kapısı, iç kapı ve düğünün yapıldığı bahçe kapısında üç aşamalı güvenlik çemberi oluşturuldu. Fotoğrafmakinesi taşıyan kimseye giriş izni verilmedi. Yonca Evcimik, Yalan Dünya ve Çocuklar Duymasın dizilerinin bazı oyuncuları Meltem Cumbul’u mutlu gününde yalnız bırakmadı. İstanbul’da özel olarak hazırlanan beyaz bir elbise giyen Cumbul için İzmir’den özel kuaför getirildi.

İşte Fehriye Evcen'in muhteşem evi

InStyle Home, Kanal D’nin flaş dizisi “Veda”nın başrol oyuncusu Fahriye Evcen’in İstinye’deki evine konuk oldu.

[imagebrowser id=1188]

Eğitimine Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü’nde devam eden oyuncu Fahriye Evcen, İstinye’de bir site içinde yer alan bu çatı dubleksi dairesine üç yıl önce taşınma kararı almış. “Daha önce ailemle birlikte Anadolu yakasında yaşıyordum. Ev arayışına okuluma yakın semtlerden başladım. Bir emlakçı sayesinde karşıma burası çıktı. Eve içim hemen ısındı ve taşındım” diye anlatmaya başlıyor salonundaki kanepede otururken. Bir yandan da Türk kahvesini yudumluyor. Atkuyruğu şeklinde sade toplanmış saçları, üzerini saran tişörtü ve altında eşofmanıyla sanki bir spor markasının katalog çekiminden çıkmış gibi duruyor karşımızda. Evde bu tarz kıyafetler tercih ediyormuş genelde. “Tabii ayağımda pofuduk rahat terliklerim de hep olmalı” diye anlatıyor neşeyle.

GÜZELLİK SIRRIM DÜZENLİ HAMAM
Bu arada özel hayatında nerdeyse hiç makyaj yapmadığından bahsediyor. “Şansıma Mehpare de makyajsız dolaşan biri” diye belirtiyor keyifle. Evcen’in cildi o kadar ışıltılı ve bir o kadar duru gözüküyor ki, sırrını sormadan edemiyoruz. “Düzenli gittiğim hamam seanslarının sonucu olabilir” diye açıklama getiriyor. Fırsat buldukça evinin yakınındaki Maslak Sheraton’ın hamamına gidiyormuş. Beslenmesine ve sporuna da dikkat ediyor haliyle. “Genelde sebze ağırlıklı beslenirim. Sabahları sadece müsliyle kahvaltı ederim. Çikolataya aşırı zaafım var, onu da her gün yerim” diyor gözleri ışıldayarak ve hiç pişmanlık duymayarak.

DUVAR KÂĞIDI EVE SICAKLIK KATIYOR
240 m2’lik çatı dubleks dairenin alt katında salon, mutfak, üç yatak odası, banyo ve kiler bulunuyor. Üst kattaki çalışma odası, içinde banyo ve giyinme odası olan ferah bir yatak odasına açılıyor. Önünde ise geniş teras dikkat çekiyor. “Yazın evdeysem, genelde üst kattayımdır” diye anlatan Evcen, evini dekore ederken Gül Bayur ve dekoratör Dilek Gergeroğlu’ndan yardım almış. Eve taşındığında dairenin temiz olduğunu, sadece zemini cilalattığını ve duvarları da kâğıtla kaplattığını söylüyor. Salonun iki duvarında farklı renklerde kâğıt tercihleri yapmış. “Bence duvar kâğıdı eve sıcaklık katan unsurların başında” diyor.

FİL AİLEM GENİŞLİYOR
Evdeki çoğu ahşap mobilya buraya özel olarak tasarlanmış. Yalnız salondaki krem rengi kanepe ve pufunu Mudo Concept’ten almış. Yerde ise IKEA’dan alınan bir post serili. Farklı tarzları karıştırmayı sevdiğinden bahsediyor. “Osmanlı dönemini çağrıştıran aksesuvarları aralarda görmek hoşuma gider” diyor ve duvarda asılı ‘Şehrazat’ kaftanını, antikacıdan alınan eski ahşap sandığı işaret ediyor. Kokulu mumlar ve dekoratif filler de evde görmeyi sevdiği objelerden. “Fil ailem gün geçtikçe genişliyor” diyor mutlulukla salonun köşesini işaret ederken.

EVDE VAKİT GEÇİRMEYE BAYILIYORUM

Fahriye Evcen, evde vakit geçirmeye bayılıyormuş. Hele de elinde sevdiği bir klasik kitap varsa. Tercihi genelde felsefi ve dünya klasiklerinden yana: “Goethe’nin muhteşem ‘Faust’unu birkaç kez okumuşluğum vardır.”

ÇİKO VE ÇİKA ÇATIYA KAÇTI
Fahriye Evcen’in ideal bir ev gününde çok sevdiği iki sarman kedisi Çiko ve Çika da başrolde oluyor genelde. Bugün hariç! “Evde yabancı birileri olunca hep kaçarlar böyle. Muhtemelen şimdi çatılarda geziyorlar. Çekim bitince gelirler” diye anlatıyor kendinden emin bir ifadeyle. Sonra da terasa çıkarak şefkatle kedilerine sesleniyor Evcen…

İbrahim Kutluay-Demet Şener boşandı mı?

Yedi yıldır evli olan İbrahim Kutluay – Demet Şener çiftinin dün tek celsede boşandığı öne sürüldü.

Bir süredir Kutluay’ın eşini aldattığı ve çiftin boşanmanın eşiğinde olduğu kulaktan kulağa yayılıyordu. Dün gündeme gelen boşandılar iddiasını ise ünlü çift jet hızıyla yalanladı. Kutluay ve Şener çocukları İrem ile Ömer’i de alarak dün Kanyon’a gitti. Çift, iddialarla ilgili “Allah korusun ne boşanması? Bunlar saçma sapan iddialar. Olmayan şeyler hakkında konuşmaya gerek yok. Ayrıca olsa şu an bir arada olmazdık. Bunları kim uyduruyor? Evliliğimizde her şey yolunda, mutluyuz” dedi.

İpek Tuzcuoğlu yine boşandı

Oyuncu İpek Tuzcuoğlu, 7 ay önce 14 Şubat Sevgililer Günü’nde New York’ta evlendiği işadamı Enver Selim Kurtoğlu’ndan önceki gün Çorlu Adliyesi’nde tek celsede boşandı.

İpek Tuzcuoğlu üçüncü evliliğinde yıldönümünü göremedi! İlk evliliğini 1998’de oyuncu Hazım Körmükçü‘yle yapan Tuzcuoğlu 2002’de boşanmıştı. 2010 yılında Düriye’nin Güğümleri dizisinde rol arkadaşı Yener Gürsoy‘la nikah masasına oturan güzel oyuncunun bu evliliği sadece 8 ay sürmüştü. İpek Tuzcuoğlu, Gürsoy’dan ayrıldıktan sonra işadamı Enver Selim Kurtoğlu‘yla aşk yaşamaya başlamıştı.

Yedi ay evvel 14 Şubat Sevgililer Günün’de New York Başkonsolosluğu’nda Enver Selim Kurtoğlu’yla nikah masasına oturan İpek Tuzcuoğlu’nun üçüncü evliliği de uzun sürmedi. Habertürk’te yer alan habere göre; bir ay önce evlerini ayıran Tuzcuoğlu ile Kurtoğlu önceki gün Çorlu Adliyesi’nde ‘Şiddetli Geçimsizlik’ nedeniyle açılan davada tek celsede boşandı. Enver Bey’in katılmadığı duruşma öncesi gergin olan güzel oyuncu çıkışta ise mutluydu.

'Cansu İzmir Marşı'yla gidecek'

Türk dizi tarihinde bir dönüm noktası olan Muhteşem Yüzyıl’ın yapımcısı Timur Savcı konuşmacı olduğu pazarlama zirvesinde Cansu Dere’yi pekte isteyerek kadroya almadığını ima etti ve “Merak etmeyin muhteşem geldi ama Hürrem Sultan sayesinde İzmir Marşı ile gidecek” dedi.

Cansu İzmir Marşı’yla gidecek

Gençlik dizilerinin ardından çektiği “Muhteşem Yüzyıl”la Türkiye’nin en çok kazanan yapımcısı olan Tims Production’ın patronu Timur Savcı, geçen günlerde Türkiye’nin en köklü interaktifpazarlama zirvesi “IPZ’12” kapsamında düzenlenen “IPZ’12 YOUTH”ta konuşmacı oldu. Bugüne kadar yapımcılığını üstlendiği “Küçük Sırlar”, “Kavak Yelleri”, “Bir Bulut Olsam”, “Es Es” gibi dizilerle milyonları ekran başına toplayan, son olarak da “Muhteşem Yüzyıl” ve “Suskunlar”la gündeme bomba gibi düşen Savcı, 19-20 Eylül tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen zirvenin en çok ilgi gören ismi oldu.

Gençlik ajansı Youth Republic işbirliğiyle hazırlanan pazarlama zirvesinin 2. gününde Savcı, “Gençlik ve Dizi: Arkası Bugün” başlığı altında bikirimlerini paylaştı. Gençlerin en çok tercih ettikleri diziler ve bu dizilerin onları etkilemek için nasıl yollar izlediğine değinen Savcı, bu yöntemleri gençlik ve markaların iletişimi ile bağdaştırmanın yollarını açıkladı. Savcı, ayrıca sosyal medyanın diziler ve izlenme oranları üzerinde doğrudan etkisi olduğunu belirtti.

“Halit’siz bu dizi olmazdı”
Konuşmasının bir bölümünde büyük ses getiren “Muhteşem Yüzyıl” dizisi hakkında merak edilen sorulara yanıt veren Savcı, “Halit oynamasa Muhteşem Yüzyıl olmayabilirdi. Halit Ergenç’in Kanuni Sultan Süleyman’ı oynamasını çok istedim. O zaman “Binbir Gece”de oynuyordu. Meral(Okay) ile birlikte Halit’te karar kıldık. O oynamak istemese bugün ‘Muhteşem Yüzyıl’ olmayabilirdi. Tek bir şartımız vardı Halit’e; 1,5 yıl boyunca ortalarda görünmeyecek ve başka hiçbir şeyde oynamayacaktı. Unutulmasını istedik ki, padişah olarak gerçekçi olsun. O da sağolsun bunu kabul etti” dedi.

Genelde popüler kimlikleri dizilerinde oynatmayı sevmediğini dile getiren Savcı, “Popüler kimlikleri dizilerimde oynatmayı sevmiyorum. ‘Kavak Yelleri’nde isimsiz oyuncular ile çalışmamım sebebi de buydu. O şekilde gerçeklik duygusunun bozulduğuna inanıyorum. İzleyici gördüğü karaktere inanmalı. Bizim setlerimizde kimse karakterlerin kostümleri ile röportaj yapamaz, ben bile gitsem yapamam. Bu konuda çok sert sözleşmelerimiz var. Dışarıda da çok görülmelerini istemem” diye konuştu. Savcı’nın bu sözleri üzerine izleyiciler “Madem popüler biri ile çalışmak istemiyorsunuz, o zaman Cansu Dere’nin dizinizde ne işi var?” şeklindeki sorusu üzerine de Savcı, “Ah ne işi var bir de bana sorsanız” diyerek güldü ve ardından da “Bu soru ile çok karşılaşıyorum. Merak etmeyin muhteşem geldi ama Hürrem sultan sayesinde İzmir Marşı ile gidecek” esprisini yaptı.

KUTU: Savcı’dan ‘Kod 41’ dizisi geliyor
Bir seyirci Savcı’ya “Dünyada doğaüstü gerçeklikle ilgili diziler çok tutuyor, Türkiye’de neden böyle bir dizi yapılmıyor?” diye sordu. Savcı bu soruya “Çok güzel bir soru. Tam 1 yıldır böyle birproje üzerinde çalışıyorum. Adı ‘Kod 41’ olacak. Amacım bu sezona yetiştirmekti ama yetişmedi. Şimdi ocak ayına yetiştirmeye çalışıyoruz ancak konsepti tam olarak yine oturtamazsak o zaman bir dahaki sezona kalacak” yanıtını verdi.

Monica, Belçim’le kol kola galada

Oyuncu Belçim Bilgin Erdoğan (29), İspanya’nın geleneksel 60’ıncı San Sebastian Film Festivali’ne son filminde birlikte rol aldığı İtalyan aktris Monica Belluci’yle (47) birlikte katıldı.

“Rhino Season” (Gergedan Mevsimi) isimli filmin galası için dantel korse detayı bulunan bacak yırtmaçlı, siyah, uzun, Dolce & Gabbana imzalı bir elbise tercih eden Erdoğan, tüm dikkatleri üzerine çekti. Belluci ise, gri dantel işlemeli vücudu saran elbisesiyle festivalin en çok konuşulan isimlerinden biri oldu. İngiltere’de yayımlanan Daily Mail gazetesi, rol arkadaşları Erdoğan ve Belluci’nin yan yana muhteşem göründüğünü yazdı. Yılmaz Erdoğan ve Beren Saat’in de yer aldığı filmin 26 Ekim’de vizyona girmesi bekleniyor. Belluci filmde, İran’daki İslam devrimine karşı çıkış yolları arayan bir Kürt kadınını canlandırıyor.

James Bond'un Türkan Şoray'ı…

Her yeni Bond filminde, Bond kızının payına düşen sahneler, beklenen görevler aşağı yukarı belli: Eli silah tutacak, aksiyon sahnelerine bir tutam seksilik katacak, cazibesiyle arada iki erkeği birbirine düşürecek, kalan zamanda majesterilerine saygıda kusur etmeyecek.

Ama son Bond filmi “Skyfall”un güzeli Naomie Harris, bildiğiniz Bond kızı formülüne pek uymuyor.

Jamaika asıllı olması, sevişme sahnelerine mesafeli yaklaşması, fiziğiyle değil oyunculuğuyla tanınması, onun bildik kalıpları farklı bir forma dönüştürmesini sağlıyor. Kendisi de itiraf ediyor: “Kendimi hiç Bond kızı gibi görmedim, hissetmedim.”

Pek çok İngiliz aktris gibi Bond filmlerini izleyerek büyümesine rağmen, derin yırtmaçlar içinde yakışıklı ajanla yakın temasta hayal etmemiş kendisini.

[imagebrowser id=1186]

Her ne kadar “Bond kızı olmanın en stresli tarafı, her zaman fit ve göz kamaştırıcı görünmek zorunda olman” dese de kalori hesabı yapan kadınlardan değil. “Asla hayır diyemeyeceğim tek şey yemek” sözünden de anlıyoruz ki salata didikleyen, elmayla beslenen aktrislerden değil.

Aksiyon sahnelerindeki gözü karalığı belli ki doğuştan, oyunculuk kumaşından. O silah kavramalar, kilometrelerce öteden nişan almalarsa dokuz aylık zorlu eğitim süreci sayesinde.

Çektiği her mekiğin, attığı her kurşunun zorluğunu hâlâ hatırlarcasına, “Çekimler başlamadan iki ay önce ve çekimler süresince yedi ay, haftada beş gün, günde iki saat” diyor: “Hayatım boyunca herhangi bir sebeple tabi tutulduğum en sıkı eğitim süreciydi.”

BOND’UN TÜRKAN ŞORAY’I
Dili dışarıda, vücudu ağrı sızı içinde geçirdiği ilk günlerde, Bond kızına bürünmenin güçlüğünün de farkına varmış. Bu kadar zorlamasalar, böylesine fit bir fiziğe kavuşma niyeti olmadığını söylüyor açık açık.

Seksi bir imaj, şuh bakışlar kariyeri boyunca üzerine kafa yorduğu, öncelik tanıdığı belki de en son şeyler.

Aksine, çıplaklığa mesafeli. Colin Farrell ve Jamie Foxx’lu yeni nesil “Miami Vice” çekimlerinde çıplaklık içeren sahnelerde oynamayı reddetmiş, soyunma sevişme gibi meseleleri dublörüne devretmişti.

Şoray kanunları az biraz Naomie için de geçerli: “Çıplaklıktan hoşlanmıyorum. Tavrım bu kadar net.” Filmine, rolüne, aktörüne bakmadan, gelecekteki muhtemel tüm sevişme sahnelerini keskin bir dille reddediyor: “Çıplaklıkla oynamak benim tarzım değil.”

Çırılçıplak kamera karşısına geçmeyi bırakın, askısı düşmüş, omzu ortada, cinselliğin ufak dozda arttığı sahnelerden bile hazzetmiyor.

“Şu ana kadar hiçbir filmde soyunmadım, sevişmedim. Bundan sonra da böyle olacak” derken, uzun bir “Amaaaa”, hafif bir kahkahayla değişiyor hava: “Ciddi ciddi böyle konuşup bir sonraki filmde ta-taaam diyerek her yerimi açarmışım bir de…”

BİZİM YENGE KONTENJANI
Uzaktan, çok uzaktan da olsa her Türk kanı bulaşmış uluslararası şöhreti, araya İstanbul silueti sıkışmış her Hollywood yapımını bağrımıza basıp başarısından pay çıkarmamızın doğal uzantısı: Bir bölümü İstanbul ve Adana’da çekilen “Skyfall” da milli meselemize dönüşecek,

Bond kızları “bizim yenge” kontenjanından sevilip sayılacak. Hatırlayın, Sultanahmet’teki çekimler, dünya basını için Kempinski’de yapılan basın toplantısı uzun süre Bond ekibiyle yatıp kalkmamıza vesile olmuştu.

Naomie’nin İstanbul’a dair heyecanı da hâlâ taze. Kırık dökük aksanlı “merhaba”lara, kebap methiyelerine karnımız tok. Açık açık, İstanbul’a dair sevdiği ve sevmediği üç şeyi sıralamasını isteyince, önce gevrek bir kahkaha patlatıyor.

Derin bir nefes alıp biraz düşündükten sonra başlıyor sıralamaya: “En sevmediğim şey, kesinlikle trafikti. Yakın mesafedeki bir noktadan diğerine ulaşmak bile zaman, enerji ve sağlam sinir gerektiriyor.”

Sevdikleri arasında ilk sırada yeni ve eski dokunun akıllı ve zarif bir biçimde harmanlanması var.

En büyülendiği iki yer de pek şaşırtmıyor: “Kempinski’deki basın toplantısının benim için ayrı bir anlamı var. Karakterinden çok etkilendim o otelin.

Aynı zamanda hem elegan hem de romantik olabilen, hem tarihi durup hem de modern görünebilen bir yerde kariyerimin en önemli anlarını yaşadım.

Bond’un aslında ne kadar büyük bir proje olduğunu ve yaptığım işin kariyerimi nasıl etkileyeceğini o toplantı günü fark etmiştim.” Diğer favori mekanı da Kapalıçarşı tabii: “Çekim ekibine ve yakın arkadaşlarıma hediyelik ıvır zıvır almam için şahane bir yerdi.”


'Özge beni tahrik etti!'

24 saat evli kaldığı eski eşi Özge Ulusoy’u dövdüğü gerekçesiyle hakaret ve tehdit suçlarından 9 aydan 4 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan yapımcı Ferruh Taşdemir mahkemede ifade verdi.

Vatan gazetesinde yer alan habere göre; Taşdemir, “Olay günü ben hafif, Özge ise aşırı derecede alkollüydü. Eve geldikten sonra Özge bana, ‘Sen eski sevgilim kadar adam değilsin. Seni kullanarak Türkiye’de meşhur oldum. Bu evlilik sadece bir reklamdı. Amacıma ulaştım. Şimdi de eski sevgilime döneceğim’ diyerek saldırdı. Yüzümü ve göğsümü tırmaladı. Ben de bunun üzerine kendisini iterek ve saçından kenara çekerek kurtulmaya çalıştım” dedi. Duruşma ertelendi.